Ayıplı Hizmet Nedir? Tüketici Şikayeti Örneği

Bu olay 2003 yılında üniversite yıllarımda Çankırı’da bulunan Yimpaş Promo süpermarkette yaptığım bir alışverişte başımdan geçen ayıplı hizmeti özetleyen çok ilginç bir örnektir.Bu yazının benzer şekillerini günlük hayatımızda sizlerde karşılaşabilirsiniz.Başınızı bu tür ayıplı hizmet şikayeti gibi bir durum yaşarsanız haklarınızı bilmeniz açısından güzel bir örnek olacağı için sitemizde paylaştık.

Ayıplı Hizmet Nedir?

Yararlanma amacı bakımından değerlerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki ve ekonomik eksiklikler içeren hizmete Ayıplı himzet denir.

Paramla Rezil Oldum

2003 de Yüksek Okulda okuyordum. Yanılmıyorsam vize sınavları vardı. Akşam ders çıkışı bir şeyler almak için markete girmiştim. Yimpaş’ta yeni açılmıştı. Sıra çok olduğundan yan kasaya geçtim kasiyerin gelmesini bekledim. Kasiyerde elinde faturalarla felan danışmadaki bayanla konuşuyordu. Bende işim acil olduğunu yurda gitmek için servise yetişmem gerektiğini belirterek fazla kasiyeriniz var mı dedim.( yani yanındaki kasiyeri göndermesi için) Danışmadaki bayan tabi beyfendi hemen gönderiyorum arkadaşı dedi. Bende kasaya geçtim gelmesini bekledim. Bu sırada kasiyer gelince bekleyenlerin bir kısmı arkama sıraya geçti. Kasiyer gelir gelmez beni kakalamaya başladı. Aynen ” Bizi ne şikayet ediyorsun biz görmüyormuyuz … müşteri geldiğini falan diye” sinirli sinirli konuşmaya başladı. Tartışacam arkamda sırada bekleyenler var, servisi kaçırıcağım geç kalıyorum. Bende işim acil servise yetişecem o yüzden beklememek için çağırttım diyerek alttan aldım mecburen. Ama çok sinirlendim.

Neyse ertesi gün tekrar gitmem gerekmişti. Daha kapıdan içeri girer girmez çalışan bay personellerden biri bana ” dün sizin tartıştığınız kasiyer işten ayrıldı” dedi. Bende şaşırdım ve üstelemedim fazla. 1 dak. sonra danışmadaki bayan koşarak bana yaklaştı ve “Arkadaşımız yanlış bilgi vermiş özür diliyoruz. Biz onu işten atamayız. O Yimpaş genel müdürlerinden birinin oğlu? (yakını gibi bi şey dedi) Biz onu işten atamayız o bizi işten atar diye söyleyince tartışmanın devam etmesine sebeb oldu.

Ben de kafaya iyice koydum. Bunu müdürüriyetle konuşmaya. Manav reyonun yanında 2 adet küçük oda var.Muhasebe falan gibi işlemler yapıyorlar. Müdür yazan bir levha falan yok. Danışmaya gidiyorum bana müdür bey yıllık izine ayrıldı. Vekaleten danışma bakıyormuş. (Yalanını sevsinler.) Bir sorununuz varsa benimle görüşünüz deyince bende “paramla alış-veriş yapıyorum bi de kötü muamele görüyorum , genel müdür yakını diye bana hakaret etmeye hakkı yok …gereği neyse yapılsın deyince” danışmadaki bayan bana başladı itiraf etmeye ” o genel müdür yakını değildir. sizin olayı büyütmemeniz için söylemiştim falan filan…..”

Biz danışmada  konuşurken kasiyer de kasanın başından bizi izliyordu. Kasiyer kasanın başından ayrılıp beni dövmek için üzerime doğru koşmaya başladı. Şaka falan değil gerçek bu harbi harbi dövmeye kalkıştı. Tabi güvenlikçiler araya girdiğinden darp edilmekten son anda kurtuldum. Sadece bana “her gün her gün geliyorsun bi gün fena patlayacağım diye” bağırışması oldu. Tabi herkes ne oluyor falan diye meraklı bir kalabalık da bize baktı. Danışmadaki bayan bana gel biraz dışarda hava alalım / konuşalım diye dışarı çıktık. [ Bende de biraz saflık varmış o zamanlar. Eğer marketin içinde bir olay olsa mecburen polis falan çağıracaklar. Olay büyüyecek. Saf gibi  arkasına takılıp dışarı çıktım. Çankırı daki yimpaş promoya gidenler bilir. Üstü cami altı market. biraz basık olduğundan merdivenle çıkılıyor. Üsteki resimdende anlaşılıyor]

Biz merdivenleri çıkarken arkamda bir bağrışma koptu. Danışmadaki bayan “NECMETTİN DUR! NECMETTİN YAPMA!” diye çığlık atıyordu. Bir de arkamı döndüm kasiyer çıkış kapısından bi  çıktığı nı  bide önüme bir anda geldiğini gördüm. Kasiyerin arkasından güvenlikçiler koşuyor tutmak için. Bayan ikimizin arasına girdi. Kasiyerin adı NECMETTİN miş daha o an  öğrendim. Hala da aklımda hiç unutmamışım 8 yıl geçmiş. Neyse kasiyer resmen beni dövmeye çalışıyor. Elleri ve kollarıyla üzerime saldırıyordu. O sırada yan tarafta taksi durağındakiler bu bağrışmalar üzerine merakla dışarı çıkmışlar. Ne oluyor orda ,  ne oluyor orda diye seslendiler. Ne olsun taksiçi dayı ” isa yı dövüyorlar sizde ordan armut gibi bakıyorsunuz. Üstelik  ne olduğunu görmüyormusunuz. Aaaaaa teesüf ederim sizeeee.”

Güvenlikçiler kasiyerin kollarının arasına girdiler içeriye götürdüler.Danışmadaki  bayan da arkalarından içeri girdi. Sanki ben orda yokmuşum gibi bu kadar ruhsuzluk olmaz! Pes doğrusu. Onlar girdiler içeri ben kaldım dışarda sap gibi. Ben de bunu yanlarına koymam dedim içimden. Çankırı’nın en çok tutulan yerel gazetesi KARATEKİN GAZETESİ nin yolunu tuttum. [Bu gazete aynı zamanda ildeki tüm resmi kurumlar abone] Yolunu daha önce arkadaşıma kayıp öğrenci  kimliği ilanı için gittimden biliyordum. Olayı gazetedeki görevliye anlattım. Tam 3 sayfa oldu. Ama onlar mecburen kısaltma yaptıklarından olay yukarıdaki gazete küpüründen pek anlaşılmıyor. Neyse benim olayım tüketici mektubu olarak yayınlandı. Üstelik PARAMLA REZİL OLDUM başlığı oldukça doğru bir başlıktı. Haberi derleyen arkadaşı tebrik ederim.

Gazeteden bir adet aldım ve doğru TÜKETİCİ HAKLARI HAKEM HEYETİNE başvurmak üzere valilik binasının yolunu tuttum. Başımdan geçen olay ayıplı hizmete girdiğini ve eğer isterseniz hakkınızı aramak için ücretsiz avukat gibi hizmetleri olduğunu belirti. Ama ben o gün alışveriş yaptığım fişi delil olur diye saklıyordum. Benim bu olayların başından bu yana müdür beyle görüşmek istediğimi ama bir türlü görüştürülmediğimi (izine ayrıldı…) belirtim. Tüketici bürosundakiler ise istesen bir kez daha markete git eğer hala görüştürmezlerse bize dönüş yap hakkını yasal yoldan ihtar çekerek aramaya başlayabileceğimi söylediler. Bende mağza müdürünün adını aldım. Ne olur ne olmaz. Müdür diye başkasını yutturmasınlar dimi ?

Ben hiç bir şey olmamış, alış veriş yapmaya gelmişim gibi içeri girdim. İçerde durum ne! Var mı bi gelişme diye! 1dakika sonra danışmadaki bayan bana yaklaşıp “müdür bey sizinle görüşmek istiyor” dedi. Bende müdürünüzün adı neydi diye sordum Hasan Karagöz deyince olayı herkesin öğrendiğini artık biliyordum. Neyse Hasan beyle tanıştık. Bana neden gelmedin gazeteye verdiğimi sordu. Bende olayı anlattım. Hasan bey çok kibar nazik ve anlayışlı biriydi. Olayı belediyedeki işlemler için gittiğinde gazetede tesadüfen okuduğunu, şok geçirdiğini, belediyedeki işleri bırakıp mağzaya geri geldiğini personelleri odasına toplayıp bu ne rezillik diye ….. artık devamını söylemeyim bunun kurgusunu sizin fantanize bırakıyorum.

Olaylardan dolayı benden özür diledi. Ve akşam beni ziyarete geleceklerini hangi saatte gelelim diye sordular. Bende bunlar gelmezler falan diye gerçekten gelmelerini unmuyordum. [Ben  kredili yurtlarda kalıyordum. Merkeze 9 km uzakta.] Güvenlik anons yapınca şaşırdım. Kantindeydim. ” ZİYARETÇİNİZ VAR DANIŞMADAN BEKLENİYORSUNUZ”  ilanı beni çok mutlu etti. Eeee ne de olsa ilk defa ziyaretçim gelmişti. Danışmaya vardığımda Yimpaşın servisi araçını gördüm. Oha be gerçekten gelmişler dedim. İçeri girdim 5 dak. konuştuk. Bana yaşanan olaydan dolayı üzüntülerini belirtip  ve özür dilediler.Bizi tercih ettiğiniz için teşekkürler yazan notla  pakette çikolata ve çiçekçiye de çiçek yaptırmışlar. Aaaa güvenlikçide bu çiçek (barış / yelken çiçeği resmi yukarıda) çok güzelmiş benim olsun diye elimden kapmaya kalktı. Bende hayatımda ilk kez çiçek almışım onuda sanamı vereyim dedim. Adamın ağzı açık kaldı. Neyse çikolatayı afiyetle yedik .Çiçeğide izine gidinceye kadar eve çıkan kız arkadaşlara bıraktık izine giderken çiçeği eve getirdim.

O hafta okulda bi popülerdim size anlatamam. Edebiyat öğretmenimiz falan çok beğendi. Tabiki medeni cesaretimden dolayı.

 SONUÇ OLARAK;

*TÜKETİCİ HAKLARI HAKEM HEYETİNE başvurmama gerek kalmadı.
*En azından bilinçi tüketici olarak haklarımı öğrendim.
*Bizim çözemediğimiz sorunlarda gazeteye başvurmanın akıllıca bir duruş olduğunu.
*Özür dilemenin büyük bir erdem olduğunu.
*ALT KISMA YORUMLARINIZI BEKLİYORUM